Mediaedge: Cia Ekibi
Dijital uygulamalar gün geçtikçe reklamverenlerin daha da fazla ilgisini çekiyor. Markasını hedeflediği noktaya taşımak için dijital mecranın gücünden faydalanan markaların sayısı, medya planlama ajanslarının da çabalarıyla artmaya devam ediyor. Ajansların ve markaların interneti nasıl değerlendirdiklerini, bu kadar dinamik bir mecradan beklentilerin neler olduğunu, yeni uygulamalar karşısında markaların nasıl tavır aldıklarını merak ettik. Söz Ebru Mersin’de…
Reklamverenlerin internet reklamcılığına bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnternet reklamcılığının içindeki her parti; medya kanalları, networkler, medya ajansları, kreatif ajanslar ve reklamverenler, hepimiz dijital mecranın Türkiye’de gelişmesinden sorumluyuz. Bir-iki sene önce reklamverenleri internet kullanımına ikna etmeye çalışırken, şimdi “dijital mecraları en etkin şekilde nasıl kullanırız, nasıl bir dijital karma oluşturmamız lazım” diye konuşuyoruz. Bu gelişmeyle beraber artan sorumluluklarımız var: Reklamverenler için sadece daha iyi medya karması yaratmaktan öte tüketicilerin iyi bir internet deneyimi yaşamalarından da sorumluyuz. Reklamverenler artık internet reklamcılığını tartışmıyor, kullanıcıya en etkin biçimde ulaşmak için nasıl bir dijital mix olmalı, nasıl entegre planlama yapılmalı, nasıl offline ve dijital birbirini desteklemeli; bunu değerlendiriyorlar. Pazarlama iletişiminin en önemli kurallarından biri olan mecralar arası mesajların, seslerin, renklerin, görüntülerin bir olması, internet mecrasında da offline’ı destekler, hatta şekillendirir hale gelmiş durumda.
Mediaedge olarak hep yeniliklerin peşinde olduğunuzu gözlemliyoruz. Daha önce de Reklamz tarafından geliştirilen Doorz ve Flash Page Skin modellerini ilk sizin reklamverenleriniz kullanmıştı. Geçtiğimiz günlerde yayını gerçekleştirilen Visa Kampanyası için de Jaluzi Banner’ı kullandınız.
Medya iletişiminden sorumlu olduğumuz markalarımızı en iyi şekilde temsil etmek için hızlı değişim ve gelişmeye ayak uydurmak, hatta dijital medyanın hızının önüne geçmek durumundayız. Takipçi değil, yaratıcı ve öncü olmalıyız. İnternet kullanıcılarını farklı uygulamalarla şaşırtmak ve beğenilerini toplamak marka bilinirliğinin artırılması için çok önemli. Reklamz bu anlamda çok uyumlu çalıştığımız, yenilikleri beraber denediğimiz bir network. Özellikle Visa gibi yaratıcı uygulamaları kullanmak isteyen reklamverenlerin dijital ortamdaki ihtiyaçlarını bu tip yeniliklerle karşılıyoruz. Doorz ve Flash Pageskin uygulamalarından sonra, Jaluzi Banner birlikte gerçekleştirdiğimiz üçüncü “ilk” uygulama.
Jaluzi Banner’ın geri dönüşü de diğer ilklerimiz gibi standart uygulamaların ötesinde performans gösteren, etkili bir uygulama oldu. Visa yeniliklere açık bir markamız; hazırladığımız stratejide tüm mecraları entegre bir şekilde kullandık, reklam filmimizi de online’a taşıyarak bannerlara yerleştirdik. Visa için yeni reklamların denenmesi click-thru rate’lerin ötesinde önem taşıyor.
Reklamverenler yeniliklere açık mı sizce? Yeni ve denenmemiş uygulamalara nasıl yaklaşıyorlar?
Reklamverenler artık yeniliklere daha da cesur yaklaşıyorlar. Bundan önceki ilk uygulamalarımız başarılı olduğu için, reklamverenleri “ikna” etmek daha da kolaylaştı. Tabii hayal ettiğimiz bir gün
reklamverenin de “ yeni bir şeyler yapalım, biz ilk olalım” demesi; bence o zamana az kaldı. İnternetin ölçülebilir öğelerinin geleneksel mecralara kıyasla çok olması nedeniyle yapılan “ilk”lerin çalışıp, çalışmadığı hemen saptanabilyor. Türkiye, internet potansiyeli açısından gelişmeye çok yatkın bir ülke. Fırsatların bol olduğu bu dijital ortamda fırsatlardan ilk yararlanan olmak tabii ki avantajlı.
Bu konuda medya planlama ve satın alma ajanslarının üzerine düşen görevler de var mı? internet reklamcılığının gelişimi için hep birlikte hangi yolda hareket etmeliyiz?
Öncelikle medya ajansları dijital konusunda full donanımlı, bilgili ve tecrübeli olmalı. Gelişmeleri takip etmeli ve reklamvereni bilgilendirmeli. Hatta gerekirse reklamvereni eğitmeli. Gelişen sektörün önünde olmak bu işte çok önemli. Türkiye’de kimi sektörlerde reklamveren bilgilendirilse de, eğitilse de bazen şirketler içi politikalar ya da bürokrasiler işleyişi yavaşlatmakta. Bu nedenle bizim görüşümüz, reklamverenler tarafında sadece dijitalde çalışan ya da ürün/servis pazarlama bölümünde olan insanları değil, gereken tüm çalışanları bu “yeni” gelişen mecra ile ilgili bilgilendirmek. Çalışmalardan aldığımız geri dönüşümler, anlık değişimler gösterebiliyor. Bizler bu değişimin tam ortasındayız; bunları aktarmak, en uygunlarını seçmek, iyiyi kötüden ayırmak da bizim işimiz. Türkiye için standartlar henüz yavaş yavaş oturduğundan hem şanslıyız hem de işimiz biraz zor. Sektörü şekillendirme gücünü elimizde tutuyoruz, o nedenle kritik bir göreve sahip olduğumuzu düşünüyorum.